Bu filmin TEK talihsizliği ismindeki ‘çaresizlik’ kelimesidir.
Anadolu coğrafyasında,
genel geçer, kemikleşmiş ve kronikleşmiş pekçok yargının
karşı cephesinde yer alıp da,
kadın-erkek ilişkisi ve dostluğa dair
genel geçer, kemikleşmiş ve kronikleşmiş pekçok yargının
karşı cephesinde yer alıp da,
kadın-erkek ilişkisi ve dostluğa dair
bu denli alternatif bir önermesi olan bir filme bu ismi yakıştıramadım.
Film Barış Bıçakçı’nın aynı isimli romanından uyarlanmış… kitabın ismine sadık kalınması gerektigi düşünüldü belli ki...
bloglarda önceden romanı okuyup filmi tutuk bulanlara rastladım...ben de filmden çok keyif almış biri olarak tersini yaparak romandaki çaresizliğin peşine düşmek istiyorum.
izlerken hissettirdikleri: baştan sona ölçülü, gayet gerçekçi, çok leziz ve her dakikasi yüz güldüren bir samimiyette….tam kıvamında !
Tüm oyunculuklar iyi ama özellikle Ilker Aksum (Ender) ve Fatih Al (Cetin) rollerini nasıl da güzel giyinmişler…Canlandırdıkları karakterlere nasıl da yakışmışlar !!
Yönetmen Seyfi Teoman’in ikinci uzun metrajlı filmi ve geçtiğimiz yıl 61. Berlin Film Festivali’nde Yarışma bölümüne seçilmiş.Filmin konusu kendi web sayfasında çok güzel özetlenmiş [1]:
Günün birinde Almanya’da yaşayan yakın arkadaşları Fikret, Türkiye’de bir trafik kazası geçirir. Kazada Fikret’in Ankara’da yaşayan anne ve babası ölür, kendisi de yaralanır. Almanya’ya dönmesi gereken Fikret, Ender ve Çetin’den, Ankara’da üniversite öğrencisi olan kız kardeşi Nihal’in okulunu bitirene kadar, iki yıl boyunca, onlarla kalmasını ister.
Üçüncü birinin eve gelmiş olması ilk başlarda ikisini de rahatsız eder, ölümlerin travmasını atlatamayan Nihal de onlarla iletişim kurmak istemez, ama zamanla birbirlerine alışırlar. Aralarında ev merkezli üçlü bir yakınlık oluşur. Nihal çevirmen olan ve sürekli evde çalışan Ender’le daha entelektüel düzeyde bir iletişim kurmaya çabalarken, mühendis olan ve akşamları eve gelen Çetin’le daha çok gündelik hayatın pratiği üzerinden ilişki kurar. Kaçınılmaz olan gerçekleşir ve görünüşte koruyucu, kollayıcı, soğukkanlı, ne yapması gerektiğini bilen, Nihal yaşadığı felaketten makul adımlarla uzaklaşsın diye ona nerdeyse ebeveyn olan Ender ve Çetin, birbirlerinden habersiz bir şekilde Nihal’e âşık olurlar.
Tüm bu süreç Ender ve Çetin benzersiz dostluğu üzerinde hayat bulur: Aralarındaki aşka benzer yakın dostluk, ortak geçmişlerinin mitolojisi, zamanın geri döndürülemezliği...
Tüm bu süreç Ender ve Çetin benzersiz dostluğu üzerinde hayat bulur: Aralarındaki aşka benzer yakın dostluk, ortak geçmişlerinin mitolojisi, zamanın geri döndürülemezliği...
Üniversiteli bir genç kız, orta yaşlarına merdiven dayamış iki ‘abi’ ile aynı evi paylaşmaya başlarsa eskiler bu duruma ATEŞLE BARUT der. :-)
Kadına şiddet,
Aile baskısı,
Kadın cinselliğinin istismarı gibi problemlerin artan bir sıklıkla yaşanıp tartışıldığı…
Tartışıldıkça kanıksanıp sıradanlaştırıldığı bugünün ortamında
Buyrun bir de bu filmin bize açtığı pencereden bakın ilişkilere…
Mutlaka izleyin.
Bu film sizde çok rafine tatlar bırakacak.
Ruhunuza ince ince sızan ve …
Herşey gelip geçer…
iyilikler ve dostluklar kalır diye düşündüren.
[1]: http://www.bizimbuyukcaresizligimiz.com/
0 yorum:
Yorum Gönder