Unutuluş melekleri, işaret parmaklarını dudaklarımıza götürür ve dudaklarımızın üstünde bir çukur bırakarak bu dünyaya gelmeden önce olduğumuz yerde gördüklerimizi hatırlamamamız ve söylemememiz için mühürlerler.
Ama beni mühürlemeyi unuttular...
Zaman tek yöne akıp gidiyor. Geçmişe doğru hatırlayabiliyoruz ancak geleceği göremiyoruz. Ama ben görebiliyorum. Çünkü ben Nemo'yum yani "Bay Hiçkimse"...
***
Bu film; rastlantısallık ve kelebek etkisi gibi kavramlar üzerinden, "her seçim aslında bir vazgeçiştir" prensibini alaşağı edercesine, sonsuz olasılıklı bir yaşamın mümkünlüğünü savunuyor. En azından bu ütopya üzerine düşünmemizi istiyor. "Aslında gerçekten var mıyız?" diye izleyiciye sorgulatıyor. Filmin aynı zamanda senaryo yazarı da olan yönetmeni Jaco van Dormael filmini şu sözlerle özetlemiş:
"herkesin karşılaşabileceği sonsuz olasılıklar hakkında gerçekten de yüksek bütçeli deneysel bir film"
Eğer geleceği görebilseydik, bu, yaşayacağımız olumsuz şeyleri eleyip, filtreleyip bizi temiz ve sıkıntısız bir yaşama mı kavuştururdu? Yoksa, sürekli hayatımızdaki nirengi noktalarına dikkat etmemiz konusunda bize baskı yapan sıkıcı bir karabasana mı dönüşürdü?
Peki ya hiç seçmek zorunda kalmasaydık, verdiğimiz ve veremediğimiz kararların sonuçlarına katlanmak zorunda olmayıp sonsuz olasılığı birlikte yaşasaydık? Hayaller, hatıralar, düşler birbirine geçse bununla baş edebilir miydik?
15 yaşındaki flörtünüze onu sevdiğinizi söylemek varken, ergenliğin kontrol edemediğimiz dürtüleriyle ters bir söz söylemeseydiniz ikinizin yaşamı acaba nasıl akardı?
Güzel bir günde evde oturmak yerine dışarı çıksaydınız acaba hayatınızın aşkıyla mı karşılaşacaktınız?
İnternette gördüğünüz o iş ilanına "niye beni seçsinler ki" karamsarlığıyla CV'nizi göndermekten vazgeçmeseydiniz acaba hayalinizdeki işi yapıyor olup daha mı mutlu olacaktınız?
Bunları asla bilemeyeceğiz...
Peki bu hayattaki yol ayrımlarına geri dönüp denemediğiniz yolu seçme şansı elimizde olsa alternatif hayatımızın ne olduğunu görmek dahası yaşayarak deneyimlemek ister miydiniz?
"Yaşayabileceğim tüm hayatlardan vazgeçtim. Seninle birlikte olabilmek için..."
Filmimiz kelebek / domino etkisi, karma felsefesi ya da adına ne derseniz deyin, ilgisiz gibi görünen olayların ve tavırların birbiriyle ilintili olduğunu ve yaşadığımız gerçekliği etkileyebileceğini savunuyor.
Siz hiç aşkınızı, daha ucuz diye almayı tercih etmediğiniz bir kot markasının üretildiği fabrikanın kapatılması sonucu işini kaybeden bir işçinin evinde umutsuzca yumurta haşlarken oluşturduğu klimatik bir etkiyle iki ay sonrası sebep olduğu ani bir yağmurun bir damlasıyla elinizde tuttuğunuz ve sevgilinizin telefon numarasının yazılı olduğu kağıdı ıslatarak mürekkebini akıtması sonucu numarayı kaybettiğiniz ve onu arayıp bulamadığınız için yitirdiniz mi?
YARATICI FİKİRLER
Çocuk halimizle ve çocuk gözümüzle, yaşadığımız anıları / düşünceleri aklımızdan geçirirken bunun izleyiciye sahnede bir tiyatro izliyormuşçasına nakledilmesi.
Aralarda belgesel tadında çok orijinal bilgilerin ve teorilerin izleyiciye verilmesi. "Big Bang" i hepimiz biliyoruz peki "Big Crunch" hakkında fikriniz var mı?
ÇOK GÜZEL ÇEKİMLER
Sahneler arası yaratıcı geçişler
Bir yağmur damlasının yeryüzüne düşüşünün gökyüzünden görüntülenmesi
Çürüyen bir tabak meyvenin ve ölmüş bir sıçanın nasıl değişim geçirdiğini gösteren sahneler
Zamanı geri döndürürcesine yapılan geri çekimler
Hızlı ve yavaş çekimlerin aynı karelerde birleştirilerek kullanılması
GÜZEL BENZEŞMELER
Paralel evrenlerde farklı yaşamlar arası geçişlerde doğanın / çevrenin kurgu şeklinde bir puzzle parçası gibi şekillenmesi, Truman Show'da düzmece dünyanın setlerini çağrıştırdı.
Daktiloyla yazılan bir senaryonun filmleşmiş görüntülerinin daktiloya her tuşlayışta kesintiye uğraması; bir yaşamın senaryo kurgusuyla şekillenmesi fikri yine sinekiyatri'de yer verdiğimiz "Stranger Than Fiction" filmine göndermeler yapıyor gibiydi.
Yaşam kararlarını bir paranın üzerine evet / hayır şeklinde yazıp ne geldiyse ona göre hareket etmesi Luke Rheinhart'ın "Zar Adam" kitabında rastlantısallık teorisine göre yaşam seçmeyi andırıyordu.
GÜZEL SÖZLER / REPLİKLER
"Seçim yapmadığın sürece her şey mümkün kalır"
"Dünya yaşıyormuş gibi davranmaya karar veren insanlarla dolu. Peki gerçekten yaşıyor muyuz?"
"Yaşayabileceğim tüm hayatlardan vazgeçtim. Seninle birlikte olabilmek için..."
"117 yaşındaki biri için doğum günü pastasındaki mumlar pastadan daha fazla para tutar"
"Hayat bir oyun bahçesidir"
"ZWANGZUNG: Bazen en iyi hamle hiç kıpırdamamaktır"
"Everything could have been anything else and it would have just as much meaning" (Tennessee Williams, Amerikalı oyun yazarı)
Filmin soundtrack müziğini yönetmenin abisi Belçikalı müzisyen Pierre van Dormael yapmış.
Filmde kullanılan diğer film müzikleri ise şunlar:
The Chordettes - Mr. Sandman
The Pixies - Where Is My Mind
Gabriel Fauré- Pavane Op. 50
Buddy Holly - Everyday
Bay Hiçkimse'yi Jared Leto oynamış, Sarah Polley ve Diane Kruger eşlik etmiş.
Film 29. İstanbul Film Festivali'nde ödül almış. Ayrıca 2009 Toronto Film Festivali ve 66. Venedik Film Festivali için de yarışmaya seçilmiş.
Filmin IMDB linki için tıklayınız
Filmin fragmanı için tıklayınız
0 yorum:
Yorum Gönder